11.10.2017 - Yeniliklere açık, girişimci, katılımcı ve her alanda iddiası olan Üniversitemiz, 11 Ekim 2017 tarihinde, "Ürün ve Üretimde Dijitalleşme" sloganı ile kurulan Manisa Teknokent'in açılışını gerçekleştirmenin gururunu yaşadı.
Manisa Teknokent Açılış Törenine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Manisa Vali Vekili Hasan Volkan Köksal, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Mümtaz Kahya, Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğg. Erhan Can, İl Emniyet Müdürü Fevzi Bilgiç, Yunusemre Belediye Başkanı Dr. Mehmet Çerçi, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Ege Teknopark Genel Müdürü Yener Mercanköşk, Depark Genel Müdürü Seyide Kurtuluş, Manisa Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ali Çipiloğlu, Manisa Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Aktaş, Manisa Teknokent Yönetim Kurulu Üyeleri, Manisa Teknokent ortakları, dekanlar, il müdürleri, yüksekokul müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve öğretim üyeleri katıldı.
Teknokent içerisinde yer alan üye işletmemiz Hybrid Yazılım Elektronik Bilişim İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi sahibi Cömert Aybey ile birlikte Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası olarak açılış töreninde yerimizi aldık. İlçemizin yazılım sektörünün öncülerinden Cömert Aybey işletmesine dair yaptığı değerlendirme de: “Ürünlerimizin ARGE ve üretim süreçleri titizlikle planlanmaktadır. İhtiyaç duyulan yazılım geliştirme teknolojileri sürekli güncellenmekte, bu sayede müşterilerimiz dünya standartlarında yazılım araçları ve görsel açıdan zengin formlarla çalışmaktadır. Sektörümüzün gelişmesi için her zaman desteklerini esirgemeyen Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odasına teşekkür ederim” dedi.
Prof. Dr. Hüseyin Aktaş, "Manisa Teknokent'te 118 arge-tasarım projesi yürütüyoruz"
Törenin açılış konuşmasını yapan Manisa Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Hüseyin Aktaş, 2016 Ekim ayında firma ziyaretlerine başlayıp, yaklaşık 150 firmayı alanda ziyaret ettiklerini dile getirerek, "Binamızı 24 Şubat 2017 tarihinde teslim aldık. 1 Nisan'da da kapılarımızı açarak hizmet vermeye başladık. Bugün itibarı ile 66 firma ile kira sözleşmesi yaptık" dedi.
Aktaş Teknokent içerisinde toplam 118 arge-tasarım projesi yürütüldüğünü ifade ederek, "Projelerin toplam bütçesi yaklaşık 54 Milyon TL'dir. Teknokent bünyesinde 197 Ar-Ge personeli çalışmaktadır ve 30 öğrencimize part-time çalışma imkanı, 12 mezunumuza iş imkanı, yaklaşık 120 öğrencimize staj imkanı sağlanmıştır" diye konuştu.
Prof. Dr. Hüseyin Aktaş, Teknokentteki firmaların sektörel dağılımının %36 makine-ekipman, %28 bilişim, % 25 elektrik-elektronik, %11 diğer sektörler şeklinde olduğunu belirterek, Manisa Teknokentte yürütülen özgün çalışmalardan da bahsetti.
Aktaş, "Teknokent içerisindeki firma eşleştirmeleri ile gerçekleşen iş hacmi yaklaşık 1,2 milyon TL değerine ulaşmıştır. Tarımsal ilaçlamada devrim oluşturacak yeni bir teknoloji olan elektrostatik ilaçlama teknolojisi ile ilgili yurtdışından ilk teknoloji transferimizi gerçekleştirdik. Atık ısı ve düşük sıcaklıktaki enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten Organik Rankine çevrimi sistemleri üzerine iki firmamız ile beraber Tübitak projesine başvurarak çalışmalara başladık. Akıllı endüstriyel boyahane sistemleri üzerine Arjantin'e ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. Gübre ve arıtma çamurlarını yakma yoluyla bertaraf eden ve enerji üreten tesis ile ilgili projemizde önemli yol katettik. Akıllı tarım makineleri kontrol kitlerini Teknokentimizde tasarlayarak bu ürünleri millileştirdik ve otomotiv elektroniği alanında ilk adımlarımızı atmış olduk. Dinamik yapıya sahip firmalarımız, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaran ve yeni teknolojiler barından çalışmalarına hızla devam etmektedir" diye konuştu.
Aktaş Teknokent tarafından yürütülen güdümlü projelerden bahsederek, "Manisa Celal Bayar Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi Yerleşkesinde, Akıllı Ürün ve Üretim Sistemleri Araştırma ve Eğitim Merkezi (MCBÜ-AKÜM) kurularak, üniversite-sanayi işbirliği içerisinde öncelikle Manisa ili olmak üzere, TR33 Bölgesi'nin imalat sanayisindeki rekabet gücünün artırılması ve sanayide endüstri 4.0 dönüşümünün hızlandırılması sağlanacak. Projenin toplam maliyeti 6,5 Milyon TL olup Kalkınma Ajansı tarafından fonlanacak.
Bir diğer güdümlü projemiz "Savunma Sanayi Kümelenmesi"dir. Savunma sanayii; içerisinde yüksek havacılık ve denizcilik teknolojileri, yüksek kara silah ve sistem teknolojileri barındıran spesifik bir alandır. Bu sistemlerin bir ülkenin özgün teknolojik altyapısı ile üretilebiliyor olması çok önemlidir. Kurulacak merkez içerisinde savunma sanayiinin önde gelen firmalarına tedarikçi ve tasarım partneri olarak destek verilecektir. Merkez üç ana bölüm olacak şekilde tasarlanmıştır. Bunlar; Tasarım ve Analiz Departmanı, Üretim ve Prototipleme Departmanı, Kalite Kontrol ve Test Departmanı'dır" diye konuştu.
Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, "Üniversitelerin dışa kapalı, topluma uzak, topluma tepeden bakan yapılar olarak varlıklarını sürdürmesi mümkün değildir."
Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi yaptığı açılış konuşmasında, "Bugün en büyük hayalimiz olan Manisa Teknokent'in açılış töreni için bir araya geldik. Biz göreve geldiğimizde, üniversitelerin üniversite-sanayi iş birliği konusunda üzerlerine düşeni tam olarak yerine getirmediklerinden hareketle mesai önceliğimizi bu konuya verdik.
Şunu biliyoruz ve gördük ki üniversite ile sanayi, üniversite ile şehir ve hatta üniversite ile tarım Teknokent üzerinde buluşacak, iş birliği yapacak ve bu hem Manisa'mız için, hem ülkemiz için ciddi bir katma değer ortaya çıkmasına vesile olacak.
Kısa sürede geldiğimiz nokta itibariyle gerçekten övünülecek bir durumdayız. Bundan dolayı haklı bir gurura sahip olduğumuzu düşünüyorum. Son 15 yıllık sürede bilim politikaları, teknoloji politikaları merkeze oturdu. Özellikle ar-ge temelinde sektörlerin desteklendiğini görüyoruz. Tabii ki üniversiteler ve sanayimizin, bu yeni sürece ne ölçüde uyum sağladığı, üzerinde durmamız ve değerlendirmemiz gereken bir husus.
80'li yıllardan sonraki modernizasyon ve küreselleşme sürecinde gerçek, hem üniversiteler hem sanayi için bütün çıplaklığıyla gün yüzüne çıktı. Bugün üniversiteler de değerlendiriliyor. Dolayısıyla üniversiteler, bundan sonra dışa kapalı yapılar olarak devam edemez. Üniversitelerin; dışa kapalı, topluma uzak, topluma tepeden bakan yapılar olarak varlıklarını sürdürmesi mümkün değildir.
Üniversite, sanayinin bizzat ayağına gelerek, kendisinden bir şey talep etmesini beklememeli. Sanayinin de bu ülkenin üniversitelerini zorlaması lazım. Onların da üniversitelerden taleplerini, beklentilerini dile getirmesi lazım. Fakat biz beklemek durumunda değiliz. Üniversite olarak tüm öğretim elemanı arkadaşlarımla birlikte sanayinin ayağına gitmek, kendimizi tanıtmak, anlatmak, neler yapabileceğimizi müştereken konuşmak durumundayız. Çünkü üniversitenin varlık nedeni bu topluma, bu millete, bu devlete hizmet etmektir. Temel misyonumuz budur. Alışkanlıklarımızı terk etmek durumundayız. Üniversiteler günümüzdeki süreç içinde bu öz eleştirilerini yapıyor ve çok hızlı bir değişim, dönüşüm gerçekleştiriliyor. Organize Sanayi Bölgesi buradan bakıldığında görülüyor, hemen yanıbaşlarındayız. Onlar bizden bir şey talep ettiğinde, biz bunu bir görev addedip yerine getirmek için tüm enerjimizi, gayretimizi ve mesaimizi sarf etmeye hazırız. Manisa Celal Bayar Üniversitesi geldiği nokta itibariyle bu birikime, bu potansiyele sahiptir.
Üniversiteler olarak ikinci en önemli sorumluluğumuz bu ülkenin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip insan gücünü yetiştirmektir. Biz gelişmeleri geriden takip eden değil, gelişmelere yön veren kurumlar olmak durumundayız. 2016-2017 eğitim-öğretim yılında; sadece fen ve mühendislik bilimlerinde değil, sosyal branşlarda da, lisans ve ön lisans eğitiminde son yarıyılın iş yeri eğitimi şeklinde düzenlenmesi yönünde hazırlıklarımızı yaptık ve bu geçişi sağladık. Çünkü sadece sınıfta, laboratuvarda, hayattan kopuk verdiğimiz eğitimin bu ülkenin ihtiyacı olan insan gücünü yetiştirmek bakımından yeterli olmadığını gördük. Öğrenci mezun olduğunda neyi nasıl yapacağını bilmiyor. Pratik uygulama tecrübesine sahip değil. Biz, Gaziantep ve Sakarya örneklerini de inceleyerek bu yönde bir değişikliğe gittik.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi olarak, Tük milletinin hedefleri doğrultusunda çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Değişimi; aşkla, şevkle, yorulmadan, usanmadan, bıkmadan Manisa Celal Bayar Üniversitesinde gerçekleştireceğiz. Çok daha güzel şeyleri üniversite olarak, şehir olarak, ülke olarak başaracağız" diye konuştu.
Dr. Faruk Özlü, "Türk ekonomisi, bütün sınavlardan başarıyla geçmiştir."
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Üniversitemiz bünyesinde kurulan Teknokent'in açılışında bulunmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek, "Teknokent'in ülkemize, üniversitemize ve Manisa'ya hayırlı olmasını, bereket getirmesini diliyorum. Türkiye artık, katma değeri yüksek, kaliteli, teknoloji ürünlerine dayanan bir üretim ve ihracat modeline doğru ilerlemektedir. İki gün önce açıklanan sanayi üretim endeksi, ülkemizin sanayi büyümesinin istikrarlı bir zemine oturduğunu göstermiştir. Ağustos ayı sanayi üretim endeksine göre, sanayi üretimimiz, % 5,2 artmıştır. Bu artış, azımsanacak bir artış değildir. Aksine, büyümenin lokomotifi olarak gördüğümüz sanayimizin, belli bir ivme yakaladığının açık bir göstergesidir. Sanayi üretimindeki artış; önümüzdeki aylarda ve yıllarda da istikrarlı bir biçimde devam edecektir" dedi.
Özlü, Teknoloji Geliştirme Bölgelerini, Türk sanayi devriminin çok önemli halkaları olarak gördüğünü belirterek, "Bugün ülkemizde 68 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi faaliyet göstermektedir. Hedefimiz, bütün şehirlerimize Teknokent kurmaktır. Üniversite ile bilimi buluşturan bu bölgeler, Türk sanayisinin gelişmesinde, çok önemli bir misyonu yerine getiriyorlar. Manisa Teknoloji Geliştirme Bölgesinde, ar-ge ve inovasyon çalışmaları yapacak olan firmalarımıza şimdiden başarılar diliyorum. Bilişimden kimyaya, demir çelikten metal sanayiine, tarım teknolojilerinden tekstile, gıdadan makine imalatına kadar çok geniş bir yelpazedeki firmalarımızın burada yer almasından mutluluk duymaktayız. Teknoloji Geliştirme Bölgelerimiz sayesinde, teknolojik ürün ihracatımızın katlanarak artacağına olan inancımız tamdır. Bu artışta, teknokentlerin payı ve sorumluluğu her geçen gün artmaktadır. Teknokentler, ülkemizin ARGE ve teknoloji potansiyeline, çok ciddi katkılar sunmaktadır.
"Teknolojiye ve bilime daha çok sarılacağız."
Ar-ge'ye, inovasyona, tasarıma ve yüksek teknolojiye daha çok yatırım yapacağız. Özellikle kobilerimizin; ar-ge ve inovasyon konularındaki açığını kapatmak zorundayız. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri; kobilerin bu açığını kapatmak için önemli görevler üstlenecekler. Teknoloji Geliştirme Bölgelerimizin daha da büyümesi için, Hükümetimiz ve Bakanlığımız bir dizi teşvikler getirmiştir. Endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ve sanayi sitelerinde yer alan binaların emlak vergisinden muaf olmasını sağladık. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde, temel bilimler mezunlarının istihdamını teşvik ediyoruz. Teknoloji Geliştirme Bölgelerimizin ve diğer sanayi alanlarının, lojistik bağlantılarını kolaylaştıracak çeşitli düzenlemeleri hayata geçirdik. Yüksek teknolojili ve yerli ürünlere % 15 oranında fiyat avantajı sağladık. 4691 Sayılı Kanun'la birtakım düzenlemeler yaptık. Buna göre; teknoparklarda yer alan şirketleri kurumlar vergisinden, çalışan ar-ge personelini gelir vergisinden muaf tuttuk. Ar-ge şirketlerinde çalışanların SGK primleri için % 50 indirim teşviği getirdik. Bunun dışında, yazılım ürünlerine de KDV muafiyeti uyguluyoruz. Bölgelerde görevlendirilen öğretim üyelerinin, elde edecekleri gelirleri, üniversite döner sermaye kapsamı dışına çıkarıyoruz. Öğretim elemanlarımıza, bu bölgelerde şirket kurma imkânı getiriyoruz.
Türkiye'nin, 2002'den bugüne kadar aldığı mesafenin temelinde, bilim ve sanayi yatırımlarımız vardır. Bilimden ve eğitimden tasarruf olmaz. Bilime, teknolojiye, ar-ge'ye, inovasyona, tasarıma, mesleki eğitime yönelik yatırımlarımızdan geri adım atmamız söz konusu olmayacak. Çünkü bunların hepsi, bizi geleceğe taşıyacak kavramlar ve kurumlardır. Bütün girişimcileri, sanayicileri ve kobilerimizi, yüksek teknolojiye ve ar-ge'ye yatırım yapmaya davet ediyorum. Mesele; 1 koyup 10 alma meselesi değildir. Mesele; inanç, vizyon ve başarı meselesidir. Manisa Teknoloji Geliştirme Bölgesi'ne hayat veren bütün paydaşlarımıza, huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Ardından Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi tarafından, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü'ye teşekkür plaketi takdim edildi. Tören, protokol mensupları tarafından açılış kurdelesinin kesilmesi ve Manisa Teknokentin gezilmesi ile sona erdi.
Dr. Faruk Özlü, Üniversitemiz Deneysel Fen Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (DEFAM)'da da incelemelerde bulundu.